Özel Fatma Hatun Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Ersin Aydemir, Erkeklerde 40-45 yaşından sonra düzenli kontrolün, prostat hastalığının ilerlemeden tespiti için önemli olduğunu belirterek açıklamalarda bulundu.

Aydemir "Her organın olduğu gibi prostatın da bazı hastalıkları vardır. Bunlar prostatit (iltihabi durum), iyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanseridir” dedi ve şu açıklamaları yaptı;

“Özellikle ailesinde prostat kanseri öyküsü olan erkeklere 40 yaşından, diğer erkeklere de 45 yaşından itibaren yılda bir defa elle rektal muayene ve serum PSA (Prostat Spesifik Antijen)  düzeyinin kontrolünü öneriyoruz.

HER PSA YÜKSEKLİĞİ KANSER DEĞİLDİR

Prostat üzerinde tahrişe yol açabilen prostatit (prostat iltihabı), idrar yolu enfeksiyonu, prostat taşı, idrar yolundan sonda takılması da kanda PSA yükselmesine neden olabilir.

İdrar yapmaya başlama güçlüğü veya yapamama, az miktarda ve kesik kesik idrar yapma, geceleri sık idrara çıkma ihtiyacı sertleşmede güçlük ve ağrı, idrar veya menide kan görülmesi gibi belirtilerin birinin dahi görülmesi halinde hemen doktora başvurulmalıdır.

 Elle yapılan muayeneyle oluşmuş tümör varsa anlaşılır fakat bu yeterli bir yöntem değildir. Kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını anlamak için kemik filmi çekilir. Ultrasonla kanser görülebilir ve nerelere yayıldığına, büyüklüğüne bakılır. Prostattan alınan parçayla mikroskobik olarak inceleme sonucu kanser tanısı konabilir.

Hastalarımızın bize gelmekten en çok çekindikleri konu Prostat kanser ameliyatları sonrası görülebilen sık idrar kaçırma ve iktidarsızlık olasılığı olması durumudur. Bunları hastalarımıza söylüyoruz zaten. Ancak günümüzde gelişmiş teknik yöntemler ile bu sorunlar oldukça nadir görülmektedir.

PROSTAT KANSERİ ERKEN TANISINDA TEDAVİ EDİLEBİLEN BİR HASTALIKTIR

Öncelikle uygun tedavi için tümörün incelenmesi gerekir. Kanserin yayılması incelenir. Tümörün nerelerde bulunduğuna bakılır. Tedavi yöntemlerinden biri ilaç tedavisidir. Kanser hücrelerini yok etmede kullanılan ilaçlarla yapılır. Ayrıca ilerlemiş prostat kanserlerinde androjen hormonu blokeyi tedavisi uygulanır. Östrojen hormonu verilir. Bir diğer tedavi şekli ışın tedavisidir. Radyoterapi denilen yöntemdir. Amaç kanser hücrelerini öldürmektir. Ameliyatla yapılan tedavi sonucu prostat bezi, tümörün yayıldığı organlar çıkarılır.

Ancak hastalık çok ilerlerse tedaviyle hastalık sadece yavaşlatılabilir. Hemen tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Bu yüzden 50 yaşın üzerindekiler hastalığın taraması için mutlaka doktor tarafından kontrol edilmelidir.

Cerrahi tedavi olarak açık prostat ameliyatı, kapalı prostat ameliyatı yapılmaktadır. Günümüzde en yaygın önerilen ameliyat olan kapalı prostat ameliyatında herhangi bir kesi yapılmadan idrar borusundan girerek ameliyat yapılır. Bu yöntemle hastalar daha çabuk iyileşmektedir. Ancak prostat yüzde 60 büyüdüyse açık ameliyat yapılması önerilir. Çünkü büyük prostatlar için kapalı ameliyat yapılması hem çok uzun bir süreç hem de zor bir süreçtir. 

Kapalı prostat ameliyatı sonrası sadece 2-3 gün hastanede kalınması yeterliyken açık prostat ameliyatı sonrası ise 4-5 gün hastanede kalınır. Prostat kanseri ameliyatında da hastanın 5 – 7 gün civarında hastanede kalması gerekmektedir.

HER PROSTAT AMELİYAT DEMEK DEĞİLDİR

Tabiki her prostat olan hastalara ameliyat yapılmamaktadır. 60 yaşında bir insanda bunların bir kısmı olsa dahi bu durum böbreklerine, idrar yollarına bir zarar vermiyorsa yani iltihaba vs. neden olmuyorsa burada kişiye bağlı bir karar verilmelidir. Kişinin sosyal hayatı, çalışma hayatı değerlendirilir. Herkesin prostatı büyür ama gerçekte sadece bazıları ameliyat olmak zorunda kalır.